Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimize veri koruma yasaları konusundaki rehberliğimizi sunmaktan gurur duyuyoruz. Türk veri koruma yasaları, özellikle 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca düzenlenmiş olup, kişisel verilerin işlenmesi ve korunmasına dair kapsamlı hükümler içermektedir. Bu yasanın amacı, kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın gizliliğini, temel hak ve özgürlükleri koruyarak, veri sahiplerinin bilgiye erişim, düzeltme, silme ve itiraz haklarını güvence altına almaktır. Ayrıca, Türkiye’nin AB uyum sürecinde, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile uyumluluk çalışmaları da önemli bir yer tutmaktadır. Bu blog yazısında, KVKK’nın ana unsurlarını, veri sorumlularının yükümlülüklerini ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin önemli düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele alacağız.
KVKK Kapsamında Veri İşleme ve Saklama Yöntemleri
KVKK uyarınca, kişisel verilerin işlenmesi ve saklanması belirli ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere göre, veri işleme faaliyetleri hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olmalı, doğru ve güncel tutulmalı, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmeli (KVKK md. 4). Ayrıca, işlenen veriler amaca uygun, sınırlı ve ölçülü olmalı; ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmelidir (KVKK md. 5 ve 6). Özellikle, veri sorumlularının bu süreçlerde veri güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirleri alması zorunludur (KVKK md. 12). Kişisel verilerin yurt içinde veya yurt dışında aktarılması durumunda ise, veri aktarımına ilişkin ek düzenlemeler ve izin süreçleri de dikkatle takip edilmelidir. Bu kapsamda, kişisel veri işleme ve saklama yöntemlerinin mevzuata tam uyumlu olması, olası hukuki yaptırımların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Veri işleme süreçlerinde, veri sorumluları ve veri işleyenler arasında sorumlulukların açıkça belirlenmesi gerekmektedir. KVKK’nın 12. maddesi uyarınca, veri sorumluları, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesini önlemek, verilere hukuka aykırı erişimi engellemek ve muhafazasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu tedbirler arasında, veri envanterinin oluşturulması, veri işleme envanteri ile kişisel veri saklama ve imha politikasının hazırlanması gibi dokümantasyon süreçlerinden, veri güvenliği yazılımlarının ve erişim kontrollerinin hayata geçirilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Özellikle, kişisel verilerin işlenmesinde, veri minimalizasyonu ve şeffaflık ilkelerine dikkat edilmesi gerekmekte olup, veri sahiplerinin bilgi edinme ve onay süreçlerinin doğru yönetilmesi önemlidir. Veri işleyenlerin, veri sorumlularının belirlediği prosedür ve talimatlara uygun olarak hareket etmeleri zorunlu olup, gereksiz veri işleme faaliyetlerinden kaçınmaları gerekmektedir.
KVKK kapsamındaki veri işleme ve saklama yöntemlerinin etkinliği, düzenli denetimler ve Günlük Denetim Uygulamaları ile sağlanmalıdır. KVKK’nın 13. ve 14. maddeleri uyarınca veri sahipleri, kişisel verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme, işlenen veriler hakkında bilgi talep etme, işleme amacını ve bu verilerin amaca uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme haklarına sahiptir. Ayrıca, veri sahipleri, verilerinin eksik veya yanlış işlenmiş olması durumunda bunların düzeltilmesini veya verilerin amacına uygun şekilde kullanıldığında yok edilmesini talep etme hakkına sahiptir. Bu haklar doğrultusunda, veri sorumluları, veri sahiplerinin taleplerini en geç 30 gün içinde değerlendirmeli ve gereğini yapmalıdır (KVKK md. 13). Sonuç olarak, Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak veri işleme ve saklama süreçlerinde KVKK’nın getirdiği yükümlülüklere tam uyum sağlanması için gerekli hukuki danışmanlığı sunarak, müşterilerimizin veri koruma alanındaki mevzuata uygun hareket etmelerine destek olmaktayız.
Yapay Zekâ ve Büyük Veri: Hukuki Sorumluluklar
Yapay zekâ ve büyük veri teknolojilerinin yaygınlaşması, kişisel verilerin korunması bakımından önemli hukuki sorumluluklar doğurmaktadır. KVKK’nın 5. ve 6. maddeleri, kişisel verilerin işlenmesinde hukuki dayanak ve özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesine dair hükümler getirmektedir. Bu bağlamda, yapay zekâ uygulamaları geliştiren ve büyük veri analitiği gerçekleştiren şirketler, veri sorumlusu olarak, veri sahiplerinin açık rızasını almakla yükümlüdür. Ayrıca, işlenen verilerin amaç dışı kullanılmaması ve verilerin güvenli bir şekilde saklanması KVKK’nın 12. maddesi uyarınca zorunludur. Herhangi bir ihlal durumunda, veri sorumlularının ağır idari para cezaları ve olası hukuki yaptırımlarla karşılaşabileceği unutulmamalıdır; bu nedenle, yapay zekâ ve büyük veri projelerinde hukuki uyum büyük önem taşımaktadır.
Buna ek olarak, yapay zekâ sistemlerinin şeffaflığı ve algoritmik kararların açıklanabilirliği de hukuki sorumluluklar arasında yer almaktadır. Şirketler, veri işleme süreçlerinde saydamlığı artırmak amacıyla, veri sahiplerine açık ve anlaşılır bilgilendirme yapmak zorundadır. 6698 sayılı KVKK’nın 10. maddesi uyarınca, veri sorumluları, veri sahiplerini bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğüne sahiptir. Bu kapsamda, yapay zekâ sistemleri tarafından gerçekleştirilen veri işleme faaliyetlerinin ne şekilde yapıldığının, hangi verilerin toplandığının ve bu verilerin hangi amaçlarla kullanıldığının net bir şekilde açıklanması gerekmektedir. Ayrıca, algoritmik kararların denetlenebilir olması ve haksız veya ayrımcı sonuçlar doğurmasının önlenmesi için gerekli kontrol mekanizmalarının kurulması, veri sorumlularının önemli yükümlülüklerinden biridir. Bu yükümlülüklerin ihlali durumunda, yalnızca idari cezalar değil, aynı zamanda veri sahiplerinin haklarının ihlal edilmesi nedeniyle doğacak tazminat talepleri ile de karşılaşılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Yapay zekâ ve büyük veri projelerinde, KVKK’nın yanı sıra ilgili diğer mevzuatlara da uygunluk sağlanması gerekmektedir. Örneğin, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve İnternette Yayın Yapan Haber Sitelerinin Basın Kanunu Kapsamına Alınmasına Dair Kanun gibi düzenlemeler, kişisel verilerin korunmasına ilişkin ek yükümlülükler getirmektedir. Şirketler, veri sorumlusu olarak, bu yasal çerçeve kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadırlar. Aynı zamanda, uluslararası veri transferlerinde, GDPR gibi uluslararası düzenlemelerle uyumluluk sağlanması da önemlidir. Bu süreçlerde, veri sahiplerinin haklarını koruyacak ve güvenli veri transferini sağlayacak teknik ve idari tedbirlerin alınması şarttır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, yapay zekâ ve büyük veri projelerinizin hukuki uyum süreçlerinde sizlere kapsamlı danışmanlık hizmetleri sunmaktan gurur duyuyoruz. Veri koruma yasalarına tam uyum sağlamak, hem yasal yükümlülüğünüz hem de işinizin sürdürülebilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir.
Uluslararası Veri Aktarımları ve Mevzuat Uyumluluğu
Uluslararası veri aktarımları, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) önemli bir bileşenidir. KVKK Madde 9, kişisel verilerin yurtdışına aktarılabilmesi için açık rıza, yeterli koruma veya kurul tarafından izin verilmiş yazılı taahhütte bulunulması gerektiğini belirtir. Türkiye’deki veri sorumluları, uluslararası veri aktarımlarında Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile uyumluluk sağlamalıdır, aksi takdirde ağır idari yaptırımlarla karşılaşabilirler. Gerektiğinde, Kurul’dan izin alınarak, yeterli korumanın olduğu ülkeler belirlenebilir ve bu ülkelere veri aktarımları gerçekleştirilebilir. Bu süreçte, mevzuat uyumluluğu sağlanırken, veri sahiplerinin haklarının korunması temel önceliktir ve her aktarılan veri için gerekli güvenlik önlemleri titizlikle uygulanmalıdır.
Uluslararası veri aktarımlarının güvence altına alınmasında, veri sorumlularının dikkat etmesi gereken bir diğer önemli husus, KVKK Madde 8’de belirtilen kişisel verilerin yurtiçinde aktarılması şartlarına da uymaktır. KVKK’ya göre, verilerin aktarılacağı üçüncü ülkenin yeterli korumayı sağlaması durumunda Kurul, ilgili ülkeyi güvenli ülke ilan edebilir ve bu ülkelere yapılan veri transferlerinde ek izin şartı aranmaksızın veri aktarımı gerçekleştirilebilir. GDPR ile uyum sürecinde Türkiye, ilgili tarafların rızası ve sözleşmelerde yer alan standart veri koruma hükümleri gibi mekanizmaları kullanarak, uluslararası veri aktarımında güvenlik standartlarını yükseltmeyi hedeflemektedir. Ayrıca, veri sorumlularının bu süreçte olası bir veri ihlali durumunda KVKK Madde 12 gereği, ihlali derhal Kurul’a bildirmeleri gerekmektedir. Bu yükümlülüklere riayet edilmesi, hem yasal uyumluluğun sağlanması hem de veri sahiplerinin haklarının korunması açısından büyük önem taşır.
Uluslararası veri aktarımlarının başarısında, veri sorumlularının bilmesi ve uygulaması gereken önemli bir diğer konu ise, veri sorumlusu dışındaki üçüncü kişilerin yükümlülükleridir. KVKK Madde 11, veri sahiplerine çeşitli haklar tanıyarak, yurtdışına aktarılan verilerin takip edilebilirliğini ve güvenliğini sağlamaktadır. Buna göre veri sahipleri, kişisel verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme, işlenme amacını öğrenme, yurtiçinde veya yurtdışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme haklarına sahiptir. Uluslararası veri aktarımı sırasında bu hakların ihlal edilmemesi ve veri sahiplerinin bilgilendirilmesi zorunludur. Ayrıca, GDPR ile paralel olarak, veri sorumluları, aktarım yapılan ülkelerdeki veri koruma düzenlemelerine de dikkat etmeli ve bu kapsamda etkili veri koruma stratejileri geliştirmelidir. Bu süreçte, veri sorumlularının, özellikle veri minimizasyonu prensibine ve ihtiyaç duyulmayan verilerin işlenmemesi kuralına riayet etmeleri, uluslararası standartlara uygunluğu ve yasal uyumluluğu garanti altına alacaktır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimize uluslararası veri aktarımı ve mevzuat uyumluluğu konularında kapsamlı hukuki destek sunmaktayız.
Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.