Türkiye’de İş Kazası Davası Nasıl Yönetilir

Türkiye’de iş kazası davalarının yönetimi, hem işverenler hem de çalışanlar için hayati önem taşır. İş kazası sonucunda ortaya çıkan hukuki süreçler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gibi düzenlemeler doğrultusunda işlem görmektedir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, iş kazalarında mağdur olan tarafların haklarını korumak ve en iyi hukuki çözümleri sunmakla yükümlüyüz. İş kazası davalarının hukuki boyutu, tazminat davalarının yanı sıra ceza davalarını da içerebilir. Bu tür davalarda doğru hukuki desteğin sağlanması, müvekkillerimizin mahkemelerde en yüksek faydayı elde etmelerini sağlar. İş kazası sonucu maddi ve manevi zararların tazmini için yasal düzenlemeler ve yargı süreçleri hakkında uzman ekibimizle yanınızdayız.

Hukuki Süreç ve Gereklilikler

İş kazası davası açarken ilk olarak, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde iş mahkemesine başvurmak gerekmektedir. Bu süreç, zamanaşımı süresi olarak adlandırılan ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 146. maddesinde belirtilen zaman dilimi dahilinde işlemelidir. Ayrıca, iş kazası kayıt altına alınmalı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmelidir. Davanın başarılı bir şekilde ilerleyebilmesi için, kazanın işlendiği anda işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği üzerinde durulmalı ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile TBK’nın ilgili maddeleri dikkatlice incelenmelidir. Belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması, davanın seyrini doğrudan etkileyebilecek önemli bir husustur.

İş kazası davasında eksiksiz delil toplama süreci, davanın güçlü bir şekilde temellenmesini sağlar. Bu bağlamda, iş kazasının oluşum şekli, tanık ifadeleri, tıbbi raporlar ve ekspertiz raporları gibi belgeler büyük önem taşır. Özellikle, işyerinde alınan güvenlik önlemlerinin yeterliliği ve işverenin sorumluluklarını ne derece yerine getirdiği hususu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gereklilikleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İşverenin, iş sağlığı ve güvenliği konusunda ihmalkâr davranması durumunda, bu durumun davaya olumlu bir katkı sağlaması mümkündür. Ayrıca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca SGK tarafından yapılan ödemelerin detayları ve miktarları da dava dosyasına dahil edilmelidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu süreçte kapsamlı bir danışmanlık hizmeti sunarak, dava sürecinin her aşamasında yanlarında olmayı hedefliyoruz.

İş kazası davalarında hukuki süreçlerin titizlikle yürütülmesi, müvekkillerimizin haklarının en etkin şekilde korunmasını sağlar. Mahkeme aşamasında, iş kazasının maddi ve manevi sonuçlarının tazmini için talep edilecek miktarın doğru bir şekilde belirlenmesi önemlidir. TBK 417. madde kapsamında, işverenin işçiye karşı sorumluluklarını yerine getirmediğinin ispatı, iş kazası davalarında genellikle tazminatın lehine sonuçlanmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, iş kazası davalarında işverene karşı açılacak ceza davaları da, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 89. ve 257. maddeleri uyarınca değerlendirilebilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin haklarını en iyi şekilde savunabilmek için bu süreçlerin her aşamasında gerekli hukuki desteği sağlamaktayız. İş kazası davalarında doğru adımların atılması, müvekkillerimizin mağduriyetlerinin en aza indirilmesi adına büyük önem taşır.

Tazminat Talepleri ve Hesaplamaları

Tazminat talepleri, iş kazasının sebep olduğu maddi ve manevi zararların karşılanmasını amaçlar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince, iş kazasında zarar gören işçi, bedensel zararlar, tedavi masrafları, iş göremezlik nedeniyle kaybolan gelir ve manevi zararlar için tazminat talep edebilir. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesi kapsamında, sürekli iş göremezlik veya ölüm durumlarında işçinin yakınları da destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Tazminat hesaplamaları, olayın niteliği, işçinin yaşı, aldığı ücret ve iş göremezlik oranı gibi birçok faktöre bağlı olarak yapılır ve detaylı bir hukuki bilgi gerektirir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, tazminat hesaplamalarının doğru ve adil bir şekilde yapılması için uzman ekibimizle müvekkillerimize destek sunmaktayız.

Tazminat talepleri, işverenin kusur oranı da göz önünde bulundurularak değerlendirilir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadığı durumlarda, iş kazasının meydana gelmesi halinde işverenin sorumluluğu artabilir. İş kazası sonrası işverenin sorumluluğu belirlenirken, işverenin aldığı veya almadığı önlemler, iş kazasının meydana gelmesindeki rolü incelenir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre yapılan bu değerlendirmeler neticesinde, işverenin kusuru oranında tazminat miktarı da arttırılabilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, iş kazası sonrası hem işçiler hem de işverenler için adil ve doğru bir hukuki süreç yürütmek adına geniş bilgi ve tecrübemizle hizmet vermekteyiz.

İş kazası tazminat talepleri ve hesaplamaları sürecinde, sigorta şirketlerinin devreye girmesi de söz konusu olabilir. 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesi ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde, iş kazası sonucu zarar gören işçi veya hayatını kaybeden işçinin yakınları, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan çeşitli yardımlar ve tazminatlar talep edebilirler. Bu durumda, hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi ve taleplerin eksiksiz bir şekilde yapılabilmesi için deneyimli bir hukuk bürosu desteği şarttır. İşverenin sigorta yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin denetlenmesi ve iş kazası raporlarının objektif kriterlerle hazırlanması, tazminat taleplerinin olumlu sonuçlanmasında önemli rol oynar. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, iş kazası mağdurlarının ve yakınlarının tüm haklarını koruyarak, sigorta ve tazminat süreçlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak için yanınızdayız.

İşçi Hakları ve İş Güvenliği Yasalarının Önemi

İşçi hakları ve iş güvenliği yasaları, Türkiye’de iş kazalarının önlenmesi ve çalışanların korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenlerin çalışanlarına güvenli bir çalışma ortamı sağlama yükümlülüğünü açıkça düzenlemektedir. Bu kanuna göre, işverenler işyerinde gerekli güvenlik tedbirlerini almak ve çalışanları iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirmek zorundadır. Ayrıca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, iş kazası sonucu oluşan zararların karşılanması için sosyal sigorta sisteminin nasıl işleyeceğini belirlemektedir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu yasal düzenlemeler çerçevesinde müvekkillerimize rehberlik ederek, iş kazaları sonrası doğan haklarının korunmasını sağlamaktayız.

İş kazaları sonucunda çalışanların haklarını tazmin edebilmesi için, doğru bir hukuki süreç izlenmesi gerekmektedir. Bu süreçte işverenin sorumluluğu ve ihmali belirlenerek, zararın tazmini için gerekli adımlar atılır. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaması veya yeterli tedbirleri sağlamaması durumunda, çalışanın maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı doğar. Bu noktada devreye giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri ile 6331 sayılı Kanun, işçiye geniş bir yargı yolu hakkı tanımaktadır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, iş kazası mağduru olan müvekkillerimizin haklarını en etkin şekilde koruyarak, gerek anlaşma yoluyla gerekse dava süreciyle en iyi sonuca ulaşmalarını sağlıyoruz.

Ayrıca iş kazaları sonucunda çalışanların sağlığını kaybetmesi veya meslekte kazanma gücünü yitirmesi durumlarında, işçilerin uğradıkları zararların tazmini ile ilgili çeşitli talepler de gündeme gelebilir. 4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çerçevesinde, işçilerin iş kazası nedeniyle kalıcı olarak çalışma gücünü kaybetmeleri halinde iş gücü kaybı tazminatı talep etme hakları bulunmaktadır. Bunun yanında, kişinin iş kazasından dolayı sürekli iş göremezlik hali yaşaması durumunda, SGK sağlık kurulları tarafından belirlenen oranlar doğrultusunda sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, iş kazaları sonucunda meydana gelen bu tür zararların tazmini konusunda da müvekkillerimize kapsamlı hukuki destek sağlamaktayız ve bu süreçlerde haklarının korunması için tüm hukuki yolları etkin bir şekilde kullanmaktayız.

Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.

Scroll to Top