Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, Türkiye’deki ticaret hayatını düzenleyen yasal çerçeveler hakkında bilgi sahibi olmanızın önemini vurguluyoruz. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve ilgili diğer düzenlemeler, işletmelerin doğru ve yasal zeminde hareket etmeleri için rehberlik etmektedir. Özellikle TTK’nın 6102 sayılı maddesi, şirket kuruluşundan finansal düzenlemelere kadar geniş bir yelpazede hükümler içermekte olup, iş dünyasının her kademesinde uyulması gereken kuralları belirler. Ayrıca, ticaretin uluslararası boyutta da sürdürülebilmesi için Gümrük Kanunu ve Dış Ticaret Mevzuatı gibi düzenlemelerin bilinmesi ve uygulanması büyük önem taşımaktadır. Bu rehber yazı ile, işletmenizin faaliyetlerini hukuka uygun bir şekilde sürdürmesine yardımcı olacak başlıca ticaret düzenlemelerini ele alacağız. Uzman ekibimiz ile her zaman yanınızda olduğumuzu ve hukuki danışmanlık hizmetleriyle işinizi güvence altına aldığımızı hatırlatmak isteriz.
Ticaret Kanunu ve Şirket Kuruluşu
Türk Ticaret Kanunu (TTK), şirket kuruluşu sürecinde uygulanması gereken temel yasal düzenlemeleri açıkça belirler. TTK’nın 6102 sayılı maddesi kapsamında anonim şirketler, limited şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler gibi farklı şirket türlerinin kuruluş esasları detaylandırılmıştır. Şirket kuruluş sürecinde ana sözleşmenin hazırlanması, ticaret siciline tescil edilmesi ve gerekli izinlerin alınması gibi aşamalar büyük önem taşır. Özellikle anonim ve limited şirketlerde sermaye miktarlarının belirlenmesi ve kurucu ortakların sorumluluklarının netleştirilmesi gerekmektedir. TTK, tüm bu süreçlerin hukuka uygun ve şeffaf bir biçimde gerçekleştirilmesini zorunlu kılar. Bu düzenlemeler, şirketlerin ticaret hayatına güçlü bir başlangıç yapmasını ve faaliyetlerini sürdürebilir bir şekilde yürütmesini temin eder.
Şirket kuruluş aşamasında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise, şirketlerin faaliyet konularına uygun olarak sınıflandırılmaları ve buna göre ticaret siciline kaydedilmeleridir. TTK’nın 210. ve 212. maddeleri uyarınca, şirketlerin ana sözleşmelerinde faaliyet alanlarının açıkça belirtilmesi ve ticaret sicilinde de bu faaliyet konularına göre doğru kategorilerde kaydedilmesi zorunludur. Ayrıca, TTK’nın 1502. ve 1503. maddelerinde belirtilen düzenlemelere göre, şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerine uygun hareket etmeleri ve şeffaflık, hesap verebilirlik gibi kurumsal yönetim ilkelerine riayet etmeleri gerekmektedir. Bu düzenlemeler, şirketlerin sürdürülebilirliğini ve uzun vadede başarılı olmalarını sağlamak adına büyük rol oynamaktadır. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, şirket kuruluş sürecinde doğru adımları atmanız için gerekli hukuki danışmanlık hizmetini sizlere sunmaktan memnuniyet duyarız.
Şirket kuruluşunun ardından, TTK’nın 376. maddesi çerçevesinde şirket sermayesinin ve finansal yapının korunması, mali sıkıntı dönemlerinde alınması gereken önlemlerle ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Eğer şirketin öz kaynaklarının yarısı veya daha fazlası kaybolursa, yönetim kurulu genel kurulu toplayarak uygun önlemleri almalıdır. Bu bağlamda, sermaye artırımı, borçların yapılandırılması veya gerektiğinde tasfiye sürecinin başlatılması gibi tedbirler göz önünde bulundurulabilir. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, bu süreçlerde işletmenizin finansal sağlığını korumanız ve hukuki gerekliliklere uygun hareket etmeniz için uzman ekibimizle yanınızdayız. Şirket kuruluşundan sürdürülebilir büyümeye kadar her aşamada sunduğumuz kapsamlı hukuki hizmetlerle, işletmenizin uzun vadede başarılı olmasına katkı sağlamak amacındayız.
Sınır Ötesi Ticareti Düzenleyen Yasalar
Sınır ötesi ticareti düzenleyen yasalar, Türk şirketlerinin yurtdışında faaliyet göstermelerini kolaylaştırmak ve aynı zamanda uyulması gereken kuralları belirlemek amacıyla önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’de sınır ötesi ticareti etkileyen başlıca yasalardan biri Gümrük Kanunu’dur. Gümrük Kanunu’nun 4458 sayılı maddesi, ithalat ve ihracat işlemlerinin nasıl yürütüleceğini ve bu süreçte hangi belgelere ihtiyaç duyulacağını detaylandırır. Ayrıca, Dış Ticaret Mevzuatı kapsamında yer alan yönetmelikler, uluslararası ticaretin nasıl düzenleneceğini ve uyulması gereken prosedürleri belirler. Bu yasal çerçeveler, ticari faaliyetlerin hem ulusal hem de uluslararası arenada düzgün bir şekilde sürdürülmesini sağlamak için vazgeçilmezdir. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize sınır ötesi ticarette uyulması gereken yasal düzenlemeler konusunda kapsamlı danışmanlık hizmetleri sunmaktayız.
Sınır ötesi ticarette, hem ihracatçı hem de ithalatçı şirketlerin uyması gereken düzenlemeler arasında, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar önemli bir yere sahiptir. Bu karar, döviz işlemleri, döviz kazandırıcı faaliyetler ve döviz cinsinden yapılan ödeme işlemleri konularında belirleyici hükümler içermektedir. Ayrıca, 6735 Sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu çerçevesinde, yabancı işgücünün Türkiye’de çalışması, çalışma izinleri ve bu süreçte uyulması gereken kurallar detaylandırılmaktadır. Bunun yanı sıra, uluslararası ticarette karşılaşılabilecek muhtemel uyuşmazlıklar için, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu uygulanabilir çözümler sunmaktadır. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu yasalar ve düzenlemeler doğrultusunda en doğru yolu göstererek ticaret faaliyetlerini güvence altına alıyoruz.
Sınır ötesi ticarette dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu ise vergi yasalarıdır. Özellikle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDV) ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, uluslararası ticarette faaliyet gösteren şirketlerin mali yükümlülüklerini ve sorumluluklarını belirler. KDV Kanunu, ithalat işlemlerinde uygulanacak vergi oranlarını ve istisnaları düzenlerken, Kurumlar Vergisi Kanunu ise yurt dışı kazançların Türkiye’de nasıl vergilendirileceğini ve hangi indirimlerin yapılabileceğini kapsar. Bu yasalar çerçevesinde, sınır ötesi ticaret yapan işletmelerin vergi planlamalarını doğru bir şekilde yapmaları büyük önem taşımaktadır. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize vergi yasaları konusunda danışmanlık sunarak, uluslararası ticaretin karmaşık mali ve hukuki boyutlarında doğru kararlar almalarını sağlamaktayız.
İhracat ve İthalat Mevzuatına Genel Bakış
İhracat ve ithalat işlemlerinin yasal çerçevesi, Türk ticaret hayatının önemli bir parçasıdır. Gümrük Kanunu’nun 4458 sayılı maddesi ve Dış Ticaret Mevzuatı, ihracat ve ithalat süreçlerini düzenlemede temel rehberlerdir. Bu yasal düzenlemeler, malların ülke dışına çıkışından ülkeye girişine kadar her aşamada uyulması gereken kuralları belirler. Örneğin, ihracat sürecinde ihracatçı firmaların Ekonomi Bakanlığı onayı alması ve gerekli belgelerin tamamlanması zorunludur. İthalat sürecinde ise, ithalatçı firmaların gerekli gümrük vergilerini ödemesi ve ithalat lisanslarını temin etmesi gerekmektedir. Bu düzenlemeler, ticaretin sorunsuz ve yasal çerçeveler içinde yürütülmesini sağlamaktadır. Karanfiloglu Hukuk Bürosu olarak, ihracat ve ithalat işlemlerinizde karşılaşabileceğiniz hukuki sorunlarda yanınızda olduğumuzu ve danışmanlık hizmetlerimizle süreci kolaylaştıracağımızı belirtmek isteriz.
İhracat ve ithalat işlemlerinde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise çeşitli izin ve belgelerin doğru bir şekilde temin edilmesidir. Gümrük Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, ithalat ve ihracat işlemleri sırasında ürünlerin uygunluk değerlendirmelerinin yapılması ve gerekli belgelerin, örneğin, CE belgesi, menşe şahadetnamesi gibi evrakların temin edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan İthalat Rejimi Kararı ve İhracat Rejimi Kararı, hangi malların ithalat ve ihracatının belirli şartlara tabi olduğunu ve hangi belgelerin zorunlu olduğunu belirtir. Mal ve hizmetlerin uluslararası standartlara uygunluğunun denetlenmesi ve gereken belgelerin eksiksiz bir şekilde sunulması, hem işletmelerin yasal sorunlarla karşılaşmasını engeller hem de ticaretin hızlandırılmasına katkıda bulunur. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu süreçlerin her adımında size destek sağlıyor ve gerektiğinde hukuki danışmanlık hizmetlerimizle ticaretinizi güvence altına alıyoruz.
İhracat ve ithalat işlemlerinde vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Vergi Usul Kanunu’na göre, ithalat sırasında alınan Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gibi vergilerin doğru hesaplanması ve zamanında ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca, Gümrük Kanunu’nun 194. maddesi, kaçakçılık suçlarına karşı alınacak önlemleri belirlemekte olup, bu tür faaliyetlere karışan kişilere ağır cezalar öngörmektedir. Ihracatçılar için ise, belirli teşvik ve muafiyetlerden yararlanmak mümkündür. Örneğin, İhracat Rejimi Kararı’na göre, ihracat işlemlerinden elde edilen gelirler belli şartlar altında vergi indirimi veya muafiyetine tabi olabilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, işletmenizin ihracat ve ithalat süreçlerinde vergi yükümlülüklerinizi en doğru şekilde yerine getirmeniz ve olası cezai durumlardan kaçınmanız için kapsamlı hukuki danışmanlık hizmetleri sunmaktayız. Bu sayede, uluslararası ticaretinizin kesintisiz ve yasal bir zeminde devam etmesini sağlıyoruz.
Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.