Türkiye’de Haksız Fesihle Nasıl Başa Çıkılır

Türkiye’de iş kanunları işçilerin ve işverenlerin haklarını koruyacak şekilde dizayn edilmiştir, ancak yine de haksız fesih durumlarıyla karşılaşmak mümkündür. Haksız fesih, İş Kanunu’nun 18. ve devamı madde hükümleri kapsamında ele alınmaktadır. İşçi, iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmadan sonlandırılması durumunda dava açma hakkına sahiptir. Bu süreçte, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre işyerinde altı aydan fazla çalışmış ve otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde, haksız yere işine son verilen işçi İş Mahkemesi’ne başvurarak işe iade talebinde bulunabilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, haksız fesihten kaynaklanan hukuki sorunlarınızın çözümünde yanınızdayız ve bu süreçte size gerekli desteği sağlamak için buradayız. Hakkınız olan tazminat ve diğer yasal haklarınızı koruma yolunda uzman avukatlarımızla hizmet vermekteyiz.

Haksız Fesih Durumunda Haklarınız Nelerdir?

Haksız fesih ile karşı karşıya kaldığınızda, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca işe iade davası açma hakkınız bulunmaktadır. Bu davayı iş sözleşmenizin feshedildiği tarihten itibaren bir ay içinde açmanız gerekmektedir. İşverenin geçerli bir neden göstermeksizin iş akdinizi feshetmesi durumunda, mahkeme, feshi geçersiz sayarak işe iadenize karar verebilir. Ayrıca, işe başlatılmamanız halinde, İş Kanunu’nun 21. maddesi kapsamında dört ila sekiz aylık ücret tutarında işe başlatmama tazminatı ve çalışmadığınız süre için en fazla dört aya kadar olan maaşınızın ödenmesi talebinde bulunabilirsiniz. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu süreçte haklarınızı savunmanız ve olası mağduriyetinizi önlemek adına yanınızdayız.

Haksız fesih durumunda yalnızca iş mahkemesine başvurmakla kalmayıp, aynı zamanda kıdem ve ihbar tazminatını da talep edebilirsiniz. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. ve 25. maddeleri uyarınca, işçinin veya işverenin haklı bir sebep olmaksızın iş sözleşmesini feshetmesi durumunda kıdem tazminatı hakkı doğar. Kıdem tazminatı, işe başladığınız tarihten itibaren geçen her tam yıl için otuz günlük brüt ücretiniz üzerinden hesaplanır. Ayrıca, haber verilmeksizin yapılan fesihler için ihbar tazminatı talebinde bulunabilirsiniz. Bu tazminat, çalıştığınız süreye göre değişkenlik gösterir ve İş Kanunu’nun 17. maddesi gereğince 2 haftadan 8 haftaya kadar olan süreler üzerinden hesaplanır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, kıdem ve ihbar tazminatlarınızın doğru şekilde hesaplanması ve haklarınızın korunması amacıyla yanınızdayız.

Haksız fesih durumunda, mobbing iddialarınız varsa, bunu da hukuki yollarla ileri sürebilirsiniz. Mobbing, çalışanların psikolojik tacize maruz kaldıkları durumlardır ve bu tür durumlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesi kapsamında değerlendirilir. İşyerinde sistematik olarak baskı, aşağılama ve benzeri olumsuz davranışlarla karşı karşıya kalmanız durumunda, mobbing tazminatı talebinde bulunabilirsiniz. Mobbing nedeniyle sağlık zararına uğramışsanız, bu zararların karşılanması da mümkündür. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, mobbing mağdurlarına hukuki destek sunmaktayız ve haklarınızı korumak amacıyla gerekli tüm yasal adımları atmaya hazırız. Haksız feshin yanı sıra, mobbing iddialarınızın da ciddiyetle ele alınması ve gerekli hukuki süreçlerin başlatılması için deneyimli avukatlarımızla yanınızdayız.

Haksız Fesih Davasında İzlenecek Adımlar

Haksız fesih durumuyla karşılaşan bir işçinin ilk yapması gereken adım, işverene karşı yasal haklarını koruyabilecek uygun bir dava açmaktır. İşçi, fesih bildiriminin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde İş Mahkemesi’ne başvurarak, işe iade talebinde bulunabilir (4857 sayılı İş Kanunu md. 20). Bu başvurunun doğru ve zamanında yapılabilmesi için, işçinin fesih nedenini ve detaylarını içeren belgeleri eksiksiz olarak mahkemeye sunması önemlidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimizin bu süreçte ihtiyaç duydukları desteği sağlamakta ve haksız fesih sonucunda kaybedilen hakların geri kazanılmasını amaçlamaktayız.

Davayı açtıktan sonraki adımda, mahkeme genellikle öncelikle uzlaşma sağlanması için ara buluculuk sürecine başvurur. Bu süreçte işçi ve işveren, anlaşmazlığı dava yoluna gitmeden çözme fırsatı bulabilirler (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu md. 18). Arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamaması durumunda, dava süreci devam eder ve mahkeme işverenin fesih nedenini geçerli bulup bulmadığını değerlendirir. İspat yükümlülüğü çoğunlukla işverene aittir ve işveren, fesih nedeninin geçerliliğini kanıtlamalıdır. Mahkeme, işçinin haksız olarak işten çıkarıldığına karar verirse, işçi işe iade edilir ve işveren işçiye 4-8 aylık ücreti tutarındaki işe başlatmama tazminatını ödemekle yükümlü olur (4857 sayılı İş Kanunu md. 21). Karanfiloğlu Hukuk Bürosu, arabuluculuk ve mahkeme süreçlerinde müvekkillerini en iyi şekilde temsil ederek haklarını savunmaktadır.

İş mahkemesi işçinin lehine karar verirse, işçi işine iade edilir ve işveren tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkemenin kararına rağmen işveren işçiyi işe başlatmıyorsa, işçi, işe başlatmama tazminatı talep edebilir. Ayrıca, işveren bu süreçte işçiye ödenmeyen diğer haklarını da ödemek zorundadır. Kararın kesinleşmesinin ardından işçiye bir aylık süre içinde iş başı yapma teklifi iletilmelidir. Ancak işçi, kendisine yapılan teklifi kabul etmeyip işe başlamazsa kıdem ve ihbar tazminat hakları hariç olmak üzere, işe iade tazminatını alamaz. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin haklarının korunması amacıyla sürecin her aşamasında hukuki destek sağlamaktayız. Uzman ekibimiz, işe iade davaları ve sonraki yasal talepleriniz için yanınızdadır.

İş Sözleşmesinin Haksız Fesihten Korunması

İş sözleşmesinin haksız fesih durumlarından korunması, işçiler için büyük önem taşımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. madde ve devamındaki düzenlemeler, işçilerin iş sözleşmelerinin geçerli bir neden olmaksızın sonlandırılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. İşverenin iş akdini feshetmeden önce geçerli bir nedene dayanması ve bu nedeni açıkça belgeleyebilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 19. madde uyarınca, işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve fesih nedenini kesin bir biçimde belirtmesi zorunludur. Bu şartlara uyulmadığında, işçi haksız fesih nedeniyle dava açarak yasal haklarını arayabilir. Bu bağlamda, Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, işçilerin haklarının korunması ve haksız fesih durumlarının önlenmesi için her türlü hukuki desteği sağlıyoruz.

İşçilerin iş güvencesini sağlamak adına 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, haksız fesih durumunda işçi, işverenin feshine karşı bir ay içerisinde İş Mahkemesi’ne başvurarak fesihin geçersizliğini ve işe iadesini talep edebilir. İşçi, dava süreci boyunca mahkemeden tedbiren kendi lehine karar verilmesini isteyebilir ve işveren, işçinin işe iadesi kararı verilmesi halinde işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçi, işe başlatılmadığı takdirde 21. maddeye göre en az dört, en fazla sekiz aylık brüt ücret tutarında işe başlatmama tazminatına hak kazanır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, yasal süreç içerisinde işçilerin haklarının en etkin şekilde korunmasını sağlamak adına deneyimli avukatlarımız ile yanınızdayız.

Haksız fesih durumlarında işçilerin maddi ve manevi haklarının korunması büyük önem taşımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre, işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanabileceği gibi, işverenin haksız feshi nedeniyle işçi ayrıca ihbar tazminatı ve diğer yasal haklarını talep edebilir. Özellikle kıdem ve ihbar tazminatının hesaplanmasında doğru ve eksiksiz bilgi sunmak, işçinin hakkını arayabilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, işçilerin bu süreçlerde mağduriyet yaşamamaları, bütün yasal haklarını eksiksiz şekilde alabilmeleri için gerekli hukuki desteği sunmaktayız. İşçi-işveren ilişkilerinde doğabilecek anlaşmazlıkların çözümünde, her türlü hukuki danışmanlık ve temsil hizmetlerini uzman avukatlarımız aracılığıyla sağlamaktayız.

Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.

Scroll to Top