Türkiye’de Limited Şirket Kurma Adımları

Türkiye’de limited şirket kurmak, girişimciler için cazip bir seçenek olup, belirli yasal prosedürlerin takip edilmesini gerektirir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu süreçte rehberlik etmeyi amaçlıyoruz. Limited şirket kuruluşu, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 573 ile 644. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, şirket esas sözleşmesinin hazırlanması, ticaret siciline tescil edilmesi ve ilan edilmesi gibi adımları içerir. Ayrıca, şirket sermayesinin belirlenmesi ve ortaklar arasında pay dağılımının yapılması da bu aşamalar arasında yer almaktadır. Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu gibi diğer ilgili mevzuatlar da göz önünde bulundurulmalıdır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, uzman ekibimizle, müşterilerimize bu karmaşık süreçte gerekli tüm hukuki desteği sağlamaktan memnuniyet duymaktayız.

Limited Şirket Kuruluşunda Hukuki Gereklilikler

Limited şirket kuruluşunda hukuki gereklilikler arasında, öncelikle şirketin ana sözleşmesinin hazırlanması ve noter huzurunda onaylanması bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 577. maddesi gereğince, ana sözleşmede şirketin unvanı, amaç ve konusu, sermayesi, pay sahiplerinin adları ve pay dağılımları gibi bilgilerin yer alması zorunludur. Ayrıca, sermayenin %0,04 oranındaki rekabet kurumuna başvuru payının ödenmesi gerekmektedir. Ana sözleşmenin hazırlanmasının ardından, şirketin kuruluş işlemlerinin ticaret siciline tescil edilmesi ve Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, kuruluş beyannamesi ve noter tasdikli imza beyannameleri gibi belgelerin de hazırlanması zorunludur. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, hukuki gerekliliklerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi için müvekkillerimize kapsamlı destek sunmaktayız.

Limited şirket kuruluşunda dikkat edilmesi gereken bir diğer hukuki gereklilik, şirket sermayesinin belirlenmesi ve ödenmesidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 580. maddesi uyarınca, bir limited şirketin asgari sermayesinin 10,000 Türk Lirası olarak belirlenmesi zorunludur. Bunun yanı sıra, şirket ortaklarının sermaye taahhütlerini yerine getirdiklerine dair belgelerin de sunulması gerekmektedir. Ana sözleşmede belirtilen sermaye miktarı, şirketin vergi dairesine bildirilerek, sermayenin %0,2’si oranında kuruluş harcı ödenmelidir. Ayrıca, vergi kimlik numarası alınması ve bankada şirket adına bir hesap açılması aşamaları da bu süreçte yer almaktadır. Bu aşamalarda yapılan yanlışlıklar, ilerleyen dönemlerde hukuki sorunlara yol açabileceğinden, Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize bu kritik süreçte profesyonel yardım sağlamaktayız.

Limited şirket kuruluş sürecinde, gerekli oturma izni ve çalışma izni gibi diğer yasal prosedürlerin tamamlanması da kritik öneme sahiptir. Bu çerçevede, yabancı uyruklu ortakların Türkiye’de şirket kurarken gerekli izin ve belgeleri temin etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yapılarak faaliyet belgesi ve sicil onayı alınmalıdır. Şirketin çevresel ve iş sağlığı güvenliği ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi amacıyla, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ve ilgili Bakanlıklar nezdinde gerekli başvurular yapılmalıdır. Maliye Bakanlığı ve SGK gibi kurumlarla yapılacak diğer bildirim ve başvuruların da zamanında tamamlanması, şirketin hukuki durumu açısından önemlidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin tüm bu süreçlerde doğru ve eksiksiz adımlar atmasını sağlamak için uzman ekibimizle yanlarında yer alıyoruz.

Sermaye Yapısı ve Ortakların Sorumlulukları

Limited şirketin sermaye yapısı, kuruluş aşamasında belirlenmeli ve TTK’nın 580. maddesine göre asgari sermaye tutarı 10.000 TL olmalıdır. Şirket ortaklarının sorumlulukları ise koydukları sermaye miktarı ile sınırlıdır ve TTK’nın 573. maddesi gereği, şirket borçlarından dolayı şahsi malvarlıklarıyla sorumlu tutulamazlar. Ancak, vergi borçları gibi durumlarda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca, ortakların ve özellikle müdürlerin şahsi sorumlulukları gündeme gelebilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimiz için sermaye dağılımı ve ortakların sorumlulukları konusunda detaylı hukuki danışmanlık sunmaktayız.

Limited şirketlerde sermaye artırımı ve azaltımı işlemleri de önemli bir yer tutar. Sermaye artırımı, mevcut ortaklar veya yeni ortakların şirkete katılımıyla gerçekleştirilir ve TTK’nın 590. maddesi gereğince genel kurul kararıyla onaylanmalıdır. Sermaye azaltımı ise belirli şartlar çerçevesinde TTK’nın 592. maddesi uyarınca gerçekleştirilir ve bu süreçte alacaklıların hakları korunmalıdır. Ayrıca, sermaye artırımı ve azaltımı süreçlerinde ticaret siciline tescil ve ilan zorunluluğu bulunmaktadır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, sermaye yapısında yapılacak değişiklikler konusunda hukuki destek sağlıyor ve tüm yasal prosedürlerin eksiksiz yerine getirilmesi için danışmanlık veriyoruz.

Ortakların şirketteki payları, limited şirket esas sözleşmesinde açık olarak belirtilmeli ve pay defterine kaydedilmelidir. Pay devri ise TTK’nın 595. maddesi gereğince noter huzurunda gerçekleştirilip, şirkete bildirilerek ticaret sicilinde tescil edilmelidir. Pay devri işlemlerinde şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça, diğer ortakların onayının da alınması zorunludur. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu’na göre, ortaklar arasında pay devri yapılması halinde, bu devir işlemleri finansal durum ve vergi yükümlülükleri açısından dikkatlice değerlendirilmeli ve gereken yasal prosedürler eksiksiz yerine getirilmelidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimize pay devri ve ortaklık yapısında yapılacak değişiklikler konusunda kapsamlı hukuki destek sunmaktayız.

Vergi İdaresine Kayıt ve Resmi Bildirimler

Vergi İdaresine kayıt süreci, limited şirket kurulumunun önemli aşamalarından biridir. TTK’nın 40. maddesi gereğince, şirket kurucularının, ticaret unvanı ve adres bilgileri ile birlikte, ilgili vergi dairesine başvuruda bulunmaları zorunludur. Bu başvuru sırasında işe başlama bildirimi verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, T.C. Kimlik Numarası, MERSİS numarası ve şirket ana sözleşmesinin bir örneği gibi belgelerin de sunulması şarttır. Vergi numarası alındıktan sonra, şirketin vergi mükellefi olduğu resmen tanınır ve düzenli olarak KDV, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi gibi vergilerin beyannamelerinin verilmesi gerekir. Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 153/A maddesi uyarınca, şirketin kuruluş bildirimini vergi dairesine yapması, işlemlerinin sağlıklı yürütülmesi açısından büyük önem taşır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu süreçte gerekli hukuki danışmanlığı sunarak, sürecin sorunsuz ve hızlı ilerlemesini sağlamaktayız.

Vergi kimlik numarası alındıktan sonra, limited şirketin faaliyetlerine başlanabilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) kayıt işlemlerinin de tamamlanması gerekmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca, şirketin çalışanlarına ilişkin bildirimlerin yapılması ve sigorta primlerinin düzenli olarak ödenmesi zorunludur. SGK’ya verilecek bu bildirimler, çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunması ve şirketin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından büyük önem taşır. Ayrıca, limited şirketin, faaliyet gösterdiği sektöre bağlı olarak, gerekli diğer resmi kurum ve kuruluşlara da bildirimlerde bulunması gerekebilir. Örneğin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yapılacak olan işyeri bildirimi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından dikkate alınmalıdır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu süreçlerin her aşamasında müvekkillerimize profesyonel destek sunmaktayız.

Vergi dairesi ve SGK kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra, limited şirketlerin finansal kayıtlarının ve faturalarının düzenli bir şekilde tutulması gerekmektedir. Bu bağlamda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında belirtilen defter tutma ve belge düzenleme yükümlülüklerine dikkat edilmelidir. Özellikle, şirketin yasal defterleri olan yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebirin, vergi mevzuatına uygun şekilde tutulup onaylatılması önemlidir. Ayrıca, elektronik fatura (e-fatura) ve elektronik defter (e-defter) uygulamalarının da dikkate alınması, şirketlerin dijital vergi düzenlemeleriyle uyumlu hale gelmesi açısından gereklidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize finansal kayıtlama süreçlerinde ve ilgili yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kapsamlı bir hukuki rehberlik sağlamakta, böylece şirketlerin hukuka uygun ve vergi idaresi nezdinde sorunsuz faaliyet göstermelerine katkıda bulunmaktayız.

Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.

Scroll to Top