Türkiye’de Ortak Girişim Nasıl Tescil Edilir

Ortak girişimler, Türkiye’de iş dünyasının önemli bir parçası olup, farklı yetkinliklere sahip işletmelerin birleşerek sinerji yaratmalarına olanak tanır. Türkiye’de ortak girişimin tescil edilmesi süreci belirli hukuki prosedürlere tabidir. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 520. maddesi ve devamında, ortak girişimlerin kuruluşu, tescili ve yönetimine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Buna ek olarak, ortak girişimin bir tüzel kişilik olarak tescili için Ticaret Sicil Yönetmeliği’ne uygun şekilde başvuruların yapılması gerekmektedir. Ayrıca, kurucu şirketlerin ana sözleşmeleri, kuruluş payları ve diğer gerekli belgelerle birlikte Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulmalıdır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimize ortak girişimlerinin tescil sürecinde ihtiyaç duyacakları hukuki danışmanlığı ve destek hizmetlerini profesyonel bir anlayışla sağlamaktayız.

Ortak Girişim Tescil İşlemlerinin Adım Adım Kılavuzu

Ortak girişim tescil işlemlerine başlarken, ilk adım olarak ortakların noter huzurunda bir ana sözleşme düzenlemeleri gerekmektedir. Bu ana sözleşmede, ortak girişimin amacı, faaliyet alanları, sermaye yapısı ve ortakların hak ve yükümlülükleri gibi önemli hususlar ayrıntılı şekilde belirtilmelidir. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 575. maddesi uyarınca, ana sözleşme tüm kurucu ortaklar tarafından imzalanmalı ve noter tasdikli bir şekilde kayıt altına alınmalıdır. Bunun ardından, ticaret unvanı belirlenmeli ve bu unvanın daha önce başka bir şirket tarafından kullanılmadığını teyit etmek için Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yapılmalıdır. Bu süreç, doğru ve eksiksiz belgelerle yürütüldüğünde, ortak girişimin resmi olarak tescil edilmesi ve faaliyete geçmesi için atılacak ilk önemli adımı oluşturur. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu aşamada müşterilerimize hukuki danışmanlık ve yol gösterici hizmetler sunmaktayız.

Bir sonraki adım olarak, ortak girişimin potansiyel mali yükümlülüklerine dair Vergi Dairesi’ne kaydının yapılması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca, tescil edilen her ortak girişimin ayrıca vergi numarası alması ve bu numarayla Vergi Dairesi’ne bildirimde bulunması zorunludur. Vergi kaydı işlemleri için, ana sözleşme, noter onaylı imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi ilanı ve ortakların kimlik belgeleri gibi dokümanların ibraz edilmesi gerekmektedir. Vergi kaydının yanı sıra, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kaydının da yapılması önemli bir diğer adımdır. Bu süreçte, çalışanların sigortalı olması için gerekli belgelerle birlikte SGK’ya müracaat edilmelidir. Vergi ve SGK kaydı olmadan, ortak girişim yasal olarak faaliyet gösteremez ve bu nedenle belgelerin zamanında ve eksiksiz olarak teslim edilmesi kritik öneme sahiptir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu süreçlerin her aşamasında uzman ekibimizle destek sağlamaktayız.

Son olarak, ortak girişimin faaliyet gösterebilmesi için belediyeden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alınması gerekmektedir. 3572 sayılı İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun’un 5. maddesi gereğince, ruhsat başvurusunda bulunulacak belediyeye, ticaret sicil gazetesi ilanı, tapu veya kira kontratı, yangın ve güvenlik önlemlerinin alındığına dair belgeler ile başvurulmalıdır. Ruhsat başvuru sürecinde eksiksiz ve doğru belgeler sunularak, iş yerinde faaliyetin yasal olarak başlatılması sağlanır. Ayrıca, iş yeri adresi ve unvanı ile ilgili bilgilerin güncel ve doğru olması, ileride oluşabilecek hukuki sorunların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu süreçte de hukuki danışmanlık ve belge hazırlama hizmetleri sunarak, ortak girişiminizin sorunsuz bir şekilde faaliyete başlamasını sağlamaktayız.

Gerekli Belgeler ve Yasal Gereksinimler

Ortak girişimin tescil edilmesi sürecinde gerekli belgeler ve yasal gereksinimlerin tamamlanması büyük önem taşır. İlk olarak, kurucu şirketlerin ana sözleşmelerinin hazırlanması ve ortak girişim anlaşmasının detaylandırılması gerekmektedir. Bu belgeler Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 520. maddesi ve devamındaki hükümlere uygun olarak düzenlenmelidir. Ayrıca, her bir ortağın kimlik belgeleri, işletme kayıt belgeleri, vergi levhaları ve noter onaylı imza sirküleri gibi belgelerin de Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulması zorunludur. Ortak girişimin tescili için ayrıca, tüzel kişilik kazanabilmesi adına Ticaret Sicil Yönetmeliği’ne uygun başvuruların yapılması şarttır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müşterilerimize bu belgelerin hazırlanması ve sunulması konusunda kapsamlı destek sağlamaktayız.

Tüm bu belgeler tamamlandıktan sonra, ortak girişimin tescili için belirlenen ücretlerin ödenmesi gerekmektedir. Mevzuata göre, başvurunun Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesi de şarttır. İlan süreci, halkın bilgilendirilmesi ve üçüncü şahısların itiraz haklarını kullanabilmesi amacıyla önem arz etmektedir. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, başvuru dosyasını inceleyerek eksiksiz ve doğru olduğuna kanaat getirmesi durumunda, tescil işlemi tamamlanır ve ortak girişim resmi olarak kurulur. Kuruluş tescil işlemlerinin ardından, ortak girişim faaliyetlerine başlayabilir ve ilgili sözleşmeler çerçevesinde işleyişini sürdürebilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, tüm bu aşamalarda müşterilerimize rehberlik ederek, yasal süreçlerin eksiksiz ve sorunsuz bir şekilde tamamlanmasını garanti altına alıyoruz.

Ortak girişimin tescil edilmesi sürecinde yasal gereksinimlerin tamamlanması ve belgelerin eksiksiz sunulmasının ardından, ticari faaliyete geçilmeden önce yerine getirilmesi gereken diğer prosedürler de bulunmaktadır. Bu kapsamda, ortak girişimin vergi numarası alması, SGK işlemlerinin tamamlanması ve gerekli işyeri izinlerinin alınması gibi adımların atılması gerekmektedir. Ayrıca, ortakların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi adına, iç yönetmelikler ve protokoller hazırlanmalı ve yürürlüğe konmalıdır. Tüm bu süreçlerin başarıyla tamamlanması, hukuki güvenliğin sağlanması ve ortak girişimin uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahiptir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, ortak girişim tescil sürecinde ve sonrasında ihtiyaç duyulan tüm hukuki destekleri sağlayarak, müşterilerimizin karşılaşabileceği her türlü yasal engelin aşılmasında profesyonel danışmanlık hizmeti sunmaktayız.

Ortak Girişimlerde Vergisel Yükümlülükler ve Avantajlar

Ortak girişimlerin tescil edilmesinin ardından, vergi yükümlülükleri ve avantajları göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye’de ortak girişimler, elde edilen kazançların vergilendirilmesi açısından belirli avantajlara sahip olabilir. Türk Vergi Kanunu’na göre (GVK 94/6-b) ortak girişimler belirli vergi indirimlerinden yararlanabilir ve bazı durumlarda teşvik unsurları da devreye girebilir. Ortak girişimler genellikle KDV, kurumlar vergisi ve gelir vergisi gibi yükümlülüklere tabi olup, bu vergilerin düzenli ve doğru bir şekilde ödenmesi gerekmektedir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, ortak girişimlerin vergisel yükümlülüklerini yönetmelerine yardımcı olmakta ve olası mali avantajlardan fiili olarak yararlanmalarını sağlamaktayız.

Ortak girişimlerde, her bir tarafın vergisel yükümlülüklerinin doğru ve adil bir şekilde belirlenmesi büyük önem taşır. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre, ortak girişimlerin vergi beyannameleri ve mali tablolarının düzenli olarak hazırlanması gerekmektedir. Bu süreçte, taraflar arasında oluşabilecek karışıklıkları önlemek için maliyet paylaşım anlaşmalarının açıkça belirlenmesi ve kayıt altına alınması gerekir. Ayrıca, KDV iadeleri ve diğer vergi indirimlerinden faydalanılması için yeterli belge ve kayıtların tutulması zorunludur. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, ortak girişimlerin tüm vergisel süreçlerini şeffaflıkla yönetmelerine yardımcı oluyor ve vergi mevzuatına uyum sağlamaları konusunda rehberlik ediyoruz.

Ortak girişimlerin vergisel yükümlülükleri hakkında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, uluslararası vergi anlaşmalarının ve çifte vergilendirme anlaşmalarının uygun şekilde değerlendirilmesidir. Ortak girişimlerde yabancı ortakların bulunması durumunda, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları (DTT) ve ilgili ülkeler arasındaki diğer uluslararası anlaşmalar çerçevesinde vergi planlaması yapılmalıdır. Bu bağlamda, Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) gerekli bildirimlerin yapılması ve doğru vergi oranlarının uygulanması büyük önem arz eder. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, uluslararası vergi yükümlülükleri ve avantajlarını optimize etmek için uzman ekibimizle müşterilerimize en uygun stratejileri belirlemek üzere kapsamlı bir danışmanlık sunmaktayız. Ayrıca, vergi risklerini minimize ederek ortak girişimlerin sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmalarını sağlıyoruz.

Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.

Scroll to Top