Türkiye’de sosyal girişim tescili, toplumsal fayda sağlama amacı güden tüzel kişiliklerin resmi bir statü kazanarak faaliyetlerini yürütmelerine olanak tanır. Sosyal girişimlerin tescil süreci, esas olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Tescil işlemleri, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gibi mali mevzuatın getirdiği yükümlülüklerin de dikkate alınmasını gerektirir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, bu karmaşık süreçte müvekkillerimize başvuru evraklarının hazırlanmasından noter tasdiklerine, ticaret siciline kayıt işlemlerinden dernek veya vakıf statüsü kazandırılmasına kadar her aşamada profesyonel hukuki destek sunmaktayız. Sosyal girişimcilerin tescil sonrası işletme faaliyetlerinin yasal çerçevede sürdürülmesi konusunda da danışmanlık hizmeti vermekte olup, bu süreçte oluşabilecek her türlü hukuki sorunların çözümünde yanınızda yer almaktayız.
Sosyal Girişimin Tescil Süreci ve Hukuki Gereklilikler
Sosyal girişimin tescil süreci, öncelikle girişimin türüne göre değişiklik gösterebilir. Vakıf olarak tescil edilmek isteyen sosyal girişimlerin, Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesi hükümlerine uygun olarak kurucuların en az yedi kişiden oluşması gerekmektedir. Dernek olarak tescil edilmek istenen girişimler ise, yine Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesi kapsamında en az yedi kurucu üye ile kuruluş beyannamesi, tüzük ve noter tasdikli imza sirkülerini ilgili dernekler müdürlüğüne sunmak zorundadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre anonim veya limited şirket olarak tescil edilecek sosyal girişimler, esas sözleşme düzenlemesi ve ticaret siciline kayıt işlemleri doğrultusunda hareket etmelidir. Tüm bu adımlar, girişimin yasal bir statü kazanması ve faaliyetlerini hukuka uygun bir şekilde sürdürebilmesi için önemlidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, tüm bu süreçlerde sizlere hukuki destek sunmaktayız.
Sosyal girişim tescili sürecinde, kuruluş belgesinin hazırlanması ve noter onaylı imza sirkülerinin temini kadar, mali yükümlülüklerin karşılanması da kritik bir öneme sahiptir. Bu kapsamda, sosyal girişimlerin Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre vergi mükellefiyeti kazanmaları ve Vergi Usul Kanunu’na uygun şekilde defter tutma zorunlulukları bulunmaktadır. Ayrıca, girişimin faaliyet alanına bağlı olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) kayıt yaptırılması ve çalışanlar için sigorta primlerinin düzenli olarak ödenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında anonim veya limited şirket olarak tescil edilen sosyal girişimler için, yıllık faaliyet raporlarının hazırlanması ve genel kurul toplantılarının yapılması gibi yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunludur. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, sosyal girişimlerin tüm bu mali ve hukuki gereklilikleri yerine getirmesi noktasında kapsamlı danışmanlık ve destek hizmetleri sunmaktayız.
Sosyal girişimlerin tescil süreci tamamlandıktan sonra, işletme faaliyetlerinin sorunsuz bir şekilde devam ettirilebilmesi için belirli periyodik yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, sosyal girişimler, vergi beyannamelerinin zamanında verilmesi ve vergi ödemelerinin düzenli olarak yapılması gibi mali sorumluluklarını unutmamalıdır. Ayrıca, sosyal girişimlerin faaliyet alanlarını genişletmek veya değişiklik yapmak istediklerinde, ilgili tescil mercilerine güncelleme bildiriminde bulunmaları zorunludur. Faaliyetlerin hukuk çerçevesinde sürdürülmesi için, sosyal girişimlerin iş hukuku mevzuatına uygun hareket etmeleri, özellikle çalışan haklarına riayet etmeleri oldukça önemlidir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, sosyal girişimlerin tescil sonrası tüm hukuki ve mali yükümlülüklerini yerine getirmelerinde, yasal süreçlerin doğru şekilde yönetilmesinde her zaman yanınızda olduğumuzu belirtmek isteriz.
Sosyal Girişiminizi Kurarken Dikkat Etmeniz Gereken Hukuki Noktalar
Sosyal girişiminizi kurarken, dikkat etmeniz gereken ilk hukuki nokta, işletmenizin türünü ve faaliyet alanını doğru bir şekilde belirlemektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun tüzel kişiliklere ilişkin hükümleri uyarınca, sosyal girişimlerin dernek veya vakıf statüsünde kurulması yaygındır. Dernek olarak tescil edilecek girişimler için, en az yedi kurucu üyenin bulunması ve Türk Medeni Kanunu’nun 57. maddesi gereğince tüzüğün hazırlanması zorunludur. Vakıf kurulacaksa, vakfın malvarlığının belirlenmesi ve kuruluş senedinin noter tasdiki ile mahkemeye onaylatılması gerekmektedir. Ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde şirket kurmayı tercih eden sosyal girişimcilerin, anonim veya limited şirket türlerinden hangisinin amaçlarına daha uygun olduğunu değerlendirmeleri önem arz eder. Bu aşamada doğru kararlar almak, işletmenizin sürdürülebilirliği ve yasal zeminde sorunsuz faaliyet göstermesi açısından kritik rol oynamaktadır.
Bir sosyal girişim kurarken ikinci önemli husus, tescil sürecinde getirilen mali ve hukuki yükümlülükleri yerine getirmektir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gibi mali mevzuat kapsamında, sosyal girişimlerin gelir ve gider kayıtlarını düzenli olarak tutmaları, vergi beyannamelerini süresinde vermeleri büyük önem taşır. Ayrıca, sosyal girişimlerin 6736 sayılı Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Kanunu’na uygun olarak faaliyet göstermeleri gerekmektedir. Bu yükümlülüklere riayet edilmemesi durumunda, ağır idari para cezaları ve diğer hukuki yaptırımlarla karşılaşılabilir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin bu süreçte ihtiyaç duyacağı hukuki danışmanlık ve mali rehberlik hizmetleri ile tescil sonrası dönemde de yanlarında olup, tüm yasal gereklilikleri eksiksiz olarak yerine getirmelerine yardımcı olmaktayız.
Son olarak, sosyal girişiminizin faaliyetlerini yürütürken karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları ve riskleri öngörerek gerekli önlemleri almanız gerekmektedir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, sosyal girişiminiz müşterilerinizin veya yararlanıcılarınızın kişisel verilerini işliyorsa, bu verilerin korunmasına yönelik tedbirleri almanız zorunludur. Ayrıca, iş hukuku ve sosyal güvenlik mevzuatı (4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) çerçevesinde çalışanlarınızın haklarını tam anlamıyla koruyarak çalışma koşullarını düzenlemeniz gerekmektedir. Sosyal girişiminizin hukuka uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlamak ve herhangi bir yasal ihtilaf durumunda gereken adımları atmak için Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak sizlere kapsamlı hukuki destek sunmaktayız. Faaliyetlerinizin her aşamasında yanınızda olarak, girişiminizin başarısı için gerekli hukuki zeminleri sağlamaktayız.
Türkiye’de Sosyal Girişim Tescili İçin İhtiyacınız Olan Belgeler ve Adımlar
Sosyal girişiminizi Türkiye’de tescil ettirirken izlenecek adımlar arasında ilk olarak tüzel kişilik türünüzü belirlemeniz gerekmektedir. Bu tüzel kişilik, belirlenen amacınıza göre dernek veya vakıf şeklinde olabilir. Dernekler için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesi ve devamında yer alan hükümlere uygun olarak kuruluş bildirimi ve gerekli belgeler hazırlanmalıdır. Vakıflar için ise, yine aynı kanunun 101. ve devamındaki maddeleri gereğince kurulması zorunlu senet, kuruluş beyannamesi ve diğer ek belgeler tamamlanmalıdır. Hazırlanan belgelerin noter tasdiki yapıldıktan sonra, ilgili Valilik İl Dernekler Müdürlüğü veya Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapılması gerekmektedir. Bu süreçlerde Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, hem evrakların eksiksiz ve doğruluğunu sağlamak için hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız hem de başvuru sürecinin her aşamasında yanınızda bulunmaktayız.
Sosyal girişiminizi tescil etmek için gerekli olan belgeler arasında, kurucu üyelerin kimlik fotokopileri, kuruluş amacı ve faaliyetlerini detaylandıran bir ana sözleşme, adres beyanı ve gerekirse kira kontratı yer alır. Dernekler için Dernekler Yönetmeliği’nin 5. maddesi ve devamında belirtilen belgeler dikkate alınmalıdır. Vakıf için ise Kuruluş Senedi’nin noter onaylı örneği, vakfın mal varlığına ilişkin belgeler ve başvuru formu gibi dokümanlar tamamlanmalıdır. Ayrıca, gerekli belgelerin hem tüzel kişilik türüne göre hem de başvurulacak idari birime göre değişebileceğini göz önünde bulundurmak kritik öneme sahiptir. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin ihtiyaç duyduğu tüm belgelerin eksiksiz ve doğru olarak hazırlanmasını sağlamakta, noter işlemleri ve idari başvurular sırasında oluşabilecek sorunları önceden tespit edip çözüme kavuşturmaktayız.
Tescil sürecinin son aşamasında, ticaret siciline kaydın yapılması ve vergi mükellefiyetlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerine uygun olarak, sosyal girişimin ticaret sicil müdürlüğüne kaydedilmesi zorunludur. Bu kayıt işlemi, sosyal girişimin resmi statü kazanmasını sağlar ve işletme faaliyetlerinin yasal zeminde yürütülmesini temin eder. Ticaret siciline kaydın yanı sıra, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine uygun olarak vergi kimlik numarası alınmalı ve vergi dairesine gerekli bildirimlerde bulunulmalıdır. Karanfiloğlu Hukuk Bürosu olarak, ticaret siciline kayıt ve vergi işlemlerinin tamamlanmasında müvekkillerimize kapsamlı hukuki destek sunmaktayız. Bu işlemler sırasında karşılaşılan bürokratik engellerin aşılması ve yasal yükümlülüklere tam uyum sağlanması noktasında, profesyonel ve deneyimli ekibimizle her zaman yanınızdayız.
Bilgilendirme: Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve kişisel durumunuzun değerlendirilmesi için bir hukuk uzmanına danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.